Yazıya yine bir tanımla başlamak istiyorum, bu seferki konumuz başlıkta belirtildiği gibi büyük derecede önemli bir konu: Sentezleyiciler. Sentezleyiciler, kısaca ses sentezlerler. Daha önceden var olan bir ses bu enstrümanlarla üretilebileceği gibi daha önceden kullanılmamış özgün, yeni bir ses de bu aletler aracılığıyla üretilebilir. 19. Yüzyılın sonlarına doğru tarihçeye girmeye başlayan bu müzik aletleri günümüze kadar yoğun derecede kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir. The Beatles grubunun ünlü albümü “Abbey Road” ve yine The Who grubunun “Who’s Next” albümüyle sentezleyiciler popüler müzikte yerini almaya başlamıştır. Şimdi bu sentezleyecilerin birkaçını detaylı olarak inceleyeceğiz.

 

Asistan öğrencilerimizden Hans Rogers tarafından çevirildi ve derlendi.

 

EMS VCS3

Çıkış tarihi: 1969

Taşınabilir, ucuz ve programlanması kolay olmak üzere tasarlanan bu sentezleyicideki VCS’nin açılımı “Voltage Controlled Studio”dur. Bir İngiliz şirketi olan EMS’nin ürünü olan bu enstrüman temelde modüler bir sentezleyecidir. Patch kablolar yerine sentezleyicinin dahili yönlendirmesini kontrol etmek için 16×16 matrix kullanılan bu sentezleyici taşınırlık için avantajlı olsa da farklı pinlerin empedansı yüzünden dezavantajlı hale geldi.

O zamanki benzersizliğiyle beraber halka açık olarak satılan ilk sentezleyici olması VCS3’e büyük bir başarı kazandırdı. Ancak belli olaylar neticesiyle 1970’lerin sonlarında EMS firması büyük bir düşüş yaşadı ve el değişti.

Sesi neye benzer ?

VCS3 tuhaf bir sese sahipti, bilim kurgu içerik seslerine adapte olması bu yüzden mantıklı görüldü. Hatta o kadar tuhaftı ki çoğu müzisyen VCS3’ten nasıl melodi çıkaracağını bile anlayamadı, tuhaf patlamalar, çınlamalar ve sızlanmalardan oluşan dipsiz bir hazine olan VCS3’ün bir joystick ve ayrı olarak satılan klavyeyle Led Zeppelin’in John Paul Jones’unun “Four Sticks” şarkısında yer alması sadece bu ürünün cazibesini artırdı.

Kim kullandı ?

White Noise ‘Love Without Sound’ (1969)

Hawkwind ‘Silver Machine’ (1972)

Roxy Music ‘Ladytron’ (1972)

Edgar Froese ‘Upland’ (1974)

Portishead ‘We Carry On’ (2008)

 

Moog Minimoog

Çıkış tarihi: 1969 (prototip), 1971 (üretim)

Bob Moog’un Minimoog’u ilk çıkan tam entegre sentezleyici olma özelliğine sahip olması nedeniyle elektronik müzikteki en önemli icatlardan biri. Önceki Mooglar küçük bir odayı doldurabilecek kadar modüllerden oluşuyordu bu yüzden kullanışlı değildi, bir enstrümandan ziyade “profesyonel ses ekipmanı” olarak sipariş üzerine üretiliyorlardı bu nedenle çoğu müzisyen için erişilemeyecek seviyede görülüyorlardı. Buna karşılık olarak Minimoog taşınabilirlik için tasarlandı ve önceki Moog’un büyük patch kabloları yerini kullanıcı dostu düğme ve anahtara bırakınca kullanımı bir hayli basit oldu.

Başlangıçta Minimoog’un düzeni ve terim listesi (Filtre, osilatör vb..) müzisyenlerin bu yeni enstrümanı anlamasında biraz kafa karışıklığına neden olsa da Minimoog 40 yıldan uzun süredir hala üretimine devam ediyor.

Sesi neye benzer ?

Monofonik özelliğinden dolayı akor basmak için uygun olmayan Minimoog çok yönlüğü, 3 osilatörü ve efsanevi filtresiyle rakiplerine göre avantajlı durumda. Four-pole low-pass filtre hala sınıfının en iyisi olarak değerlendiriliyor ve son 45 yılda enstrümanı karakterize eden kalın, baslı çarpıntılara sahip. Çoğu müzisyenin herhangi bir parçaya işleyebileceği bir ses ve analog sentezleyicinin nasıl ses çıkarması gerektiğini düşünüyorsanız muhtemelen bir MiniMoog düşünüyorsunuzdur.

Kim kullandı ?

Sun Ra ‘The Wind Speaks’ (1970)

Emerson, Lake & Palmer ‘Aquatarkus’ (1971)

Kraftwerk ‘Autobahn’ (1974)

Devo ‘Mongoloid’ (1977)

Parliament ‘Flashlight’ (1977)

 

Arp Odyssey

Çıkış tarihi: 1972

Moog’un taşınabilir, kullanıcı dostu MiniMoog’undan sonra Amerikalı firma ARP, çalışmalara başlamıştı. Hacimce büyük olan 2500 ve 2600 üniteleri popülerdi, çok kullanılıyordu ancak MiniMoog’un rakibi olarak Odyssey piyasaya sürüldü. Bu ürün 2600 modelinin sadeleştirilmiş bir versiyonuydu aynı zamanda şirketin en çok satan sentezleyicisi olma unvanına sahipti. 2 osilatör ve sınırlı bir filtreyle donatıldığından birçok kişi MiniMoog’un daha kullanışlı olduğunu düşünüyordu ancak Odyssey aslında dünyanın ilk çift sesli sentezleyecisiydi yani MiniMoog’a nazaran aynı anda iki notayı çalabilyordu.

Sesi neye benzer ?

Odyssey’nin two-pole filtresinin ilk versiyonları maalesef kötü şöhretle anıldı daha sonra MiniMoog’u enfiye etmek için four-pole filtreyle değiştirildi ancak Odysses’nin kendine özgü karakter sesleri mevcuttu, elektro pop sesini karakterize etmek için gelen lead sesleri ve rezonant twanglar büyük başarı yakaladı.

Kim kullandı ?

Herbi Hancock ‘Chameleon’ (1973)
John Foxx ‘Underpass’ (1980)
Peter Howell ‘Doctor Who Theme’ (1980)
Cybotron ‘Alleys of Your Mind’ (1981)
Nine Inch Nails ‘The Hand That Feeds’ (2005)

 

Yamaha CS-80

Çıkış tarihi: 1976

Sentezleyeci koleksiyoncuları tarafından sevilen Yamaha CS-80, yüksek fiyatlı ikinci el piyasasına rağmen Japonya’nın sentezleyici pazarına olağanüstü katkılar sağladı. Sıradışı, diğer benzer enstrümanlardan farklı seslere sahip olan CS-80, zamanına göre son derece lüks bir enstrümandı, ancak yüksek fiyatı ve 220 libre ağırlığıyla zor satış yaptı ve dönemin bir çok sentezleyicisi gibi uyum sağlamada zorlandı.

Sesi neye benzer ?

CS-80 ilk “gerçek polysynthler” arasındaydı bu da ilginç akorları çalmayı kolaylaştırdığı anlamına geliyordu ayrıca “layering”e  izin veren sanatçıya oynaması için iki bağımsız sekiz sesli seçim veren bir özelliğe sahipti. Aynı zamanda düşük gecikmeli klavye bulunduran bu sentezleyici gerçek enstürmanlara bağlı ifade türüne izin verdi. Önemli olarak ön panelde çeşitli düğmelerin kesintisiz kontrolüne izin veren oldukça büyük bir şerit denetleyicisi vardı.

Rakiplerinin kısıtlı kontrollerinin aksine CS-80’in çok fonksiyonlu filtreleri rakipleriyle rekabet edebileceği bir çok yönlülük kazandırdı.

Kim kullandı ?

Brian Eno ‘Julie With…’ (1977)

Paul McCartney ‘Wonderful Christmas Time’ (1979)

Klaus Schulze ‘Silent Running’ (1981)

Vangelis ‘Blade Runner Blues’ (1982)

Toto ‘Africa’ (1982)

 

KORG MS-20

Çıkış tarihi: 1978

ARP’ın devasa ve güçlü 2600’ünden çok uzakta olmayan KORG’un nispeten taşınabilir MS-20’si patch kablo ve yapılabilir bağlantı karışımına sahipti. Şirketin ikinci nesil monosynthlerinin bir parçasıydı ve baskın görünümü çok sayıda kullanıcıyı cezbetse de birçok müzisyen MiniMoogla karşılaştırdığında ona benzemediğini belirtip hayal kırıklığına uğradı. Çoğu kullanıcı tarafından kontrolü zor olan bu enstrüman 80’lerin sonlarında ve 90’ların başında hurdacı dükkanlarında ve araba bagajı satışlarında toz toplayan ürünler kategorisine girdi.

Sesi neye benzer ?

MS-20 karakteristik rezonans, gıcırtılı uğultuya sahip sesli iki osilatör ve iki filtre ile donatılmıştı. Ayrıca sentezleyicinin harici bir ses kaynağından kontrol edilmesine ve MS-20’nin filtreleri aracılığıyla harici seslerin manipülasyonuna izin veren oldukça benzersiz bir sinyal işlemcisi ile üretilmişti.

Kim kullandı ?

OMD ‘Bunker Soldiers’ (1980)

Daft Punk ‘Da Funk’ (1995)

Air ‘Le Femme D’Argent’ (1998)

Mr Oizo ‘Flat Beat’ (1999)

Felix Kubin ‘Japan Japan’ (2003)

 

Sequential Circuits Prophet-5

Çıkış tarihi: 1978

Sequential Circuits Prophet-5, taşınması kolay olan bir polifonik sentezleyeciydi, hızla bir endüstri standardı haline geldi. 80’lerin sonlarında dijital sentezleyicilerin egemen olmaya başlamasıyla Dave Smith şirketi kapattı ancak Prophet-5’in ünü büyümeye devam etti.

Smith 2002’de Dave Smith Instruments’ı kurdu ve Prophet-5’in 30. yıldönümü olan 2007 yılında beğenilen ürünün yeni versiyonu olan Prophet 08’i piyasaya sürdü.

Sesi neye benzer ?

Ürkütücü analog sesleri, 80’lerin başlarında yapılan korku ve bilimkurgu filmlerinin müziklerini destekleyen türden rahatsız edici akorlar için mükemmel olduğundan Prophet-5’in film müziklerinde bu kadar yaygın kullanılması şaşırtıcı olmadı. Bununla birlikte, CS-80 gibi sadece işlevsel bir işlemciye sahip değildi çeşitli jenaratörlerin ve osilatörlerin modüler tarzda yönlendirilmesine izin veren yenilikçi PolyMod özelliği sayesinde, deneysel gürlemeler yapmaya imkan tanıyordu.

Kim kullandı ?

John Carpenter & Alan Howarth ‘Escape from New York’ (1981)

Talking Heads ‘Burning Down the House’ (1983)

Madonna ‘Lucky Star’ (1983)

Too $hort ‘Freaky Tales’ (1987)

Radiohead ‘Everything in its Right Place’ (1999)

 

Fairlight CMI

Çıkış tarihi: 1979

Efsanevi olarak anılan bu sentezleyicinin fiyat etiketi de anıldığı gibiydi. 1979’da piyasaya sürüldüğünde müstakil bir ev kadar pahalıydı, ancak bu, dönemin sanatçılarının stüdyolarında bir adet Fairlight CMI bulundurmasına engel olmadı.
CMI, Avustralya’da Peter Vogel ve Kim Ryrie tarafından daha önceki deneysel sentezleyicileri Qasar M8’in yüksek bir versiyonu olarak geliştirildi. M8’in gerçek zamanlı olarak ses dalgası formunu modelleme yeteneğine sahip olmasını istemişlerdi ancak belirli sebeplerden dolayı uygulayamadılar bu nedenle ikili bunun yerine sampling’e başvurdu ve böylece CMI doğdu. İlk sampling sentezleyicisiydi yani kaydedilen sesleri alıp klavyede eşleyebiliyordu. Aynı zamanda 1979 senesinde dokunmatik ekran tarzı kontrole izin veren bir sequencer ve hafif bir kalemle birlikte geliyordu, geleceğin habercisiydi adeta.

Sesi neye benzer ?

Bu bir samplerdı, bu nedenle teknik olarak CMI istediğiniz herhangi bir şeyin sesini verebilirdi. Örnekleme belleği kısaydı ve kalite özellikle yüksek değildi (16 khz’de 8 bit). Bilgisayara ses dalgası formu çizme ve önceden kaydedilmiş dalga biçimlerini düzenleme yeteneği de çığır açıcıydı.

Kim kullandı ?

Peter Gabriel ‘Shock the Monkey’ (1982)
Herbie Hancock ‘Rockit’ (1983)
Jean-Michel Jarre ‘Zoolook’ (1984)
Jan Hammer ‘Miami Vice Theme’ (1984)
Kate Bush ‘Running Up That Hill’ (1985)

 

PPG Wave

Çıkış tarihi: 1981

Wavecomputer 360 karmaşık ama benzersiz bir deneyim sunmuştu bunu takiben PPG şirketinden Wolfgang Palm, Wavecomputer’ın yenilikçi ses dalgası tablosu sentezini genellikle daha geleneksel analog sentezleyecilerle ilişkilendirilen filtreler ve zarflarla birleştiren bir sentezleyici olan Wave’i geliştirdi. Çıkışından sonra benzersizliğiyle başarıyı elde eden Wave uçuk fiyat etiketi dolayısıyla satışlarında düşüş yaşadı ve Yamaha’nın DX7’si, Ensoniq’in ESQ-1’i ile de piyasada tutunmakta zorlanmaya başladı.

Sesi neye benzer ?

Sekiz polifonik sese sahip olan PPG Wave, tatlı bilim kurgu dokuları veya zengin brass sesleri yaratmak isteyen tüm müzisyener için ilham vericiydi. Karmaşık ses dalgası tablosu sentezi; sinüs, testere, üçgen, kare dalgalarının geleneksel analog seçiminden uzaktaydı bu yüzden benzersiz sesler üretebiliyordu.  Wavetable sentezinde ustalaşmayı başaran müzisyenler armonik olarak sıradışı sesler yaratabiliyordu.

Kim kullandı ?

ABC ‘The Look of Love’ (1981)

Alphaville ‘Sound Like a Melody’ (1984)

Ultravox ‘Lament’ (1984)

Tangerine Dream ‘Poland’ (1984)

Miles Davis ‘Rubber Band’ (1985)

 

Roland TB-303

Çıkış tarihi: 1982

Tüm zamanların en bilindik sentezleyicilerinden biri olan Roland’ın Transistor Bass 303’ün başlangıcıyla büyük başarasızlığa uğramasına inanmak zor. Sorun, Roland’ın 303’ünü, solo sanatçılardan yoksun olan rock grupları için bir “virtual bassist” olarak pazarlamasıydı. Ne yazık ki 303, hiçbir zaman gerçek bir bass ile karşılaştırılacak güce sahip olmadı. 303’ün bu başarsızlığı aynı zamanda maddi anlamda sıkıntı çeken Chicago House yapımcıları için bir başarı haline geldi. Bu yapımcılar sınırlı bütçeyle bir dans müziği yaratma isteklerinden sentezleyicinin başarısızlığından yararlandırlar ve istemeden bu güne kadar devam eden “acid house” genresini ürettiler. TB-303 sadece 1.5 yıldan biraz fazla süredir üretimde olmasına rağmen Roland firması bunlardan sadece 10.000 adet üretti bu yüzden başlangıçta ucuz olan sentezleyicilerden birine günümüzde sahip olmak büyük bir meblağaya denk geliyor. Roland en son olarak AIRA TB-03 ile ürünü yeniden yaratmayı denedi ancak ürün orjinaline benzemedi.

Sesi neye benzer ?

303’ün altyapıyı dolduran dans müziği için ihtiyaç duyulan basit bass hatlarının ve lead seslerinin inanılmaz derecede kolay programlanmasına izin veren, 16 adımlı “sequencer” ile Chicago müziğini geliştirmede önemli ölçüde katkı sağladı. Acid house genresi bu sentezleyiciyle meydana geldi dersek yanlış söylemiş olmayız.

Kim kullandı ?

Charanjit Singh ‘Raga Bhupali’ (1982)

Orange Juice ‘Rip it Up’ (1983)

Phuture ‘Acid Tracks’ (1987)

A Guy Called Gerald ‘Voodoo Ray’ (1988)

Plastikman ‘Plasticity’ (1993)

 

Roland SH-101

Çıkış tarihi: 1982

Listedeki sentezleyecilere göre daha basit olan SH-101, Roland’ın son monosynth’iydi ve kullanımı kolay olan klavyesiyle kitle tüketici pazarına ulaşmaya çalıştı. Gri, mavi ve kırmızı olarak üç renkte üretimine başlandı ve müzisyenin sentezleyiciyi bir gitar gibi çalmasına izin veren bir tutma yeri ve kayış seçeneğine sahipti. Cepleri dolu olan hevesli müzisyenler ve koleksiyoncular tarafından ilgi gören SH-101 genç dans müziği yapımcılarının vazgeçilmez oldu ve haklı olarak “rave” masasındaki yerini aldı.

Sesi neye benzer ?

SH-101, TB-303’ten çok farklı değildi bu yüzden tekno yapımcılarının çoğunun kullanmasına neden oldu. MC-202 sentezleyecisi ile aynı dahili devrelere sahipti ve kalın tıknaz bass, rezonans “zappy lead” sesleri çıkarabiliyordu. Ayrıca sentezleyici, 90’ların sonu ve 2000’lerin başındaki deneysel elektronik müzik yapımcıları için ilgi çekici bulunuyordu.

Kim kullandı ?

808 State ‘Narcossa’ (1988)

Robert Hood ‘SH.101’ (1994)

Portishead ‘Mysterons’ (1994)

Boards of Canada ‘Roygbiv’ (1998)

Joker & Ginz ‘Re-Up’ (2009)

 

Yamaha DX-7

Çıkış tarihi: 1983

Yamaha’nın DX7’si o zamanlar bile çok başarılıydı. Çoğu müzisyenin karşılaştığı ilk dijital sentezleyiciydi ve önceden ayarlanmış ses yelpazesi, ikna edici elektrikli piyanosunda tanıdık camsı padlerine kadar dünya çapındaki pop yapımcıları ile anında başarıya ulaştı. DX serisinde çok sayıda yan ürün üretilirken gitgide daha fazla hayran analog seslere yöneldikçe FM sentezine olan ilgi azaldı.

Sesi neye benzer ?

Brian Eno, DX7’nin ve onun düşük frekans modülasyon sentezinin o kadar hayranıydı ki onlardan bir filo kadar satın aldı. 2004’teki bir röpartajında yedi tane olduğunu iddia etti. Eno, U2 ve Coldplay’in rekorlar kırmasını sağlayan DX-7 ev ve profesyonel stüdyoların düzenli parçası haline geldi. BASS 1, A-ha’nın “Take On Me”, Kool & The Gang’in ‘She’s Fresh’ ve Kenny Loggins’in ‘Danger Zone’ parçaları üzerinde kullanıldı ve her yerde bulunan E-PIANO 1, Phil Collins, Luther Vandross, Billy Ocean ve daha sayamayacağımız bir sürü sanatçı tarafından kullanıldı.

Kim kullandı ?

Brian Eno ‘An Ending (Ascent)’ (1983)

Harold Faltermeyer ‘Axel F’ (1984)

This Mortal Coil ‘Barramundi’ (1984)

Kenny Loggins ‘Danger Zone’ (1986)

Enya ‘The Celts’ (1987)

 

Roland Alpha Juno 

Çıkış tarihi: 1985

Roland’ın Juno serisi, voltaj kontrollü öncüllerinin anahtardan sapma eğilimini stabilize eden dijital kontrollü osilatör (DCO) kullanımına liderlik etti ve yüksek kaliteli “preset”lerle programlandı. Alpha Juno 1 ve 2, JSX3P’in çıkmasından önce Roland’ın analog sentezleyicilerinin son ürünüydü. Roland’ın bu ürünü 90’ların tutumlu tekno yapımcılarından oluşan grup için kullanışlı bir ürün olarak görüldü.

Sesi neye benzer ?

Alpha Juno’ya teşekkür etmeniz gereken tek bir ses var o da efsanevi “hoover” sesi. “WhatThe” adlı basit bir önayar, aslında teknisyen Eric Persing tarafından bir şaka amaçlı programlandı ancak 91’de tekno yapımcısı Joey Beltram tarafından yeni bir akım doğurdu. Başka bir sentezleyici benzer bir ses üretemezdi. Bir süre boyunca TB-303 kadar pazarda kaldı ve başarısını sürdürdü.

Kim kullandı ?

Second Phase ‘Mentasm’ (1991)

DJPC ‘Inssomniak’ (1991)

Human Resource ‘Dominator’ (1991)

The Prodigy ‘Charly’ (1991)

Altern-8 ‘E-Vapor-8’ (1992)

 

KORG M1

Çıkış tarihi: 1988

Başarılı bir sentezleyici tipik olarak binlerce satış yapıyordu, ancak KORG M1 250.000’in üzerinde satış yaparak tüm beklentileri aştı. Hala tüm zamanların en popüler sentezleyecilerinden olan M1 80’ler, 90’larda da pop, rock ve bir çok türün kaçınılmazıydı. Bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden biri paranızın karşılığını almanızdı. 2000 doların üstündeki etiketiyle ucuz değildi ancak samplelama, sentezleme ve çok sayıda efekt açısından zengin özelliklerle üretilmişti. M1 kelimenin tam anlamıyla sizin için her şeyi halledecek donanımlara de sahipti bunu yaparken de Fairlight’ın CMI’sı gibi evinizi ipotek ettirmenize gerek kalmıyordu.

Sesi neye benzer ?

M1 için 90’ların müziği diyebiliriz çünkü reklamlardan TV şovlarına çoğu alanda her seste M1 duyuluyordu. M1, 100 çoklu ses ve 44 davul perküsyon sample’ı ile geliyordu ve dünya çapındaki üreticiler tarafından sıkça kullanıldı. Panflüt ve kalimbalardan yaygın olarak kullanılan piyano ve “woozy” yaylılara kadar harika sesler barındıran bu enstrüman aynı zamanda hem gerçekçi hem de sentetik ses çıkarmayı başarmıştı. 4 mB’lık sampling belleği şimdi küçük bir miktar gibi gelse de o zamanlar oldukça güçlü şekilde işlem yapıyordu.

Kim kullandı ?

Madonna ‘Vogue’ (1990)

Snap ‘Rhythm is a Dancer’ (1992)

Robin S. ‘Show Me Love’ (1993)

Jay-Z ‘Money, Cash, Hoes’ (1998)

Bon Iver ‘Beth/Rest’ (2011)

 

KORG TRITON

Çıkış tarihi: 1999

Korg’un popüler Trinity’sinin lüks devam ürünü olan Triton, polifonik seslerde ve geliştirilmiş sampling konusunda başarı sağladı ancak piyasaya sürülmesinde düşük işlevli “sequencer” nedeniyle eleştiri de topladı. Bu hakimiyetini durdurmadı ve Triton, öncekiler kadar bir stüdyo ekipmanı heline geldi.

Sesi neye benzer ?

Triton’un ses kütüphanesini oluşturan samplelar özel bir sese sahipti ve Triton’un sıradışı vurmalı çıngıraklarından bir veya iki tanesini duymadan 2000’lerin başlarındakini rap ve R&B’yi şarkılarını dinlemeniz mümkün değil.

Kim kullandı ?

Wiley ‘Eskimo’ (2002)

Clipse ‘Grindin’ (2002)

The Game ‘Put You On The Game’ (2005)

Busta Rhymes ‘Touch It’ (2006)

T.I ‘Hurt’ (2007)

Kaynakça: The 14 synthesizers that shaped modern music – The Vinyl Factory

Hans Rogers Kimdir?

Selamlar, ben hans rogers

Medipol Üniversitesi Eczacılık bölümünde 3.sınıfım. 3 senedir müzik prodüksiyonuyla uğraşıyorum, Beatmakersacademy’den ve kurucusu Gerçek Dorman’dan profesyonel olarak prodüktörlük, mixing, mastering ve müzik teorileri eğitimleri aldım, ayrıca Beatmakersacademy’de asistanım.


iletişim için: https://linktr.ee/hansrogers

Müzik Yazılımlarını Daha İyi Kullanmak İster misin?


O zaman sen de ”Müzik Prodüksiyonu ve Kompozisyonu” derslerimize katıl. En son müzik yazılımlarını kullanmayı öğren. Müzik prodüksiyonunu geliştir. Şarkılarına en iyi nasıl mix ve mastering yapacağını öğren. Hem daha iyi ve güçlü prodüksiyonlar nasıl yapacağını öğren hem de bunu kitlelere ulaştırmanın kısa yollarını keşfet.


Leave a Reply

X